Gerçekler korkutucu: Mars, insan bedenini nasıl değiştirecek?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İnsanlık, yarım yüzyılı aşkın süredir Ay’a attığı o ilk adımların ötesine geçemedi. O dönemin “küçük adımları” büyük bir dönüm noktasıydı ancak “dev bir sıçrayış” halen gerçekleşmedi. Bugün Elon Musk gibi milyarderler ve SpaceX gibi şirketler Mars’a insan göndermeyi hedefliyor ancak en büyük engel roketler ya da yakıt teknolojisi değil. Asıl tehlike, Mars’a ulaşmakla bitmiyor, aksine ulaşınca başlıyor.

Kaslar ve kemikler eriyor

Mars’a yapılacak tek taraflı yolculuk, en iyi şartlarda 6 ila 9 ay sürecek. Bu süre boyunca astronotlar, yaşam için düşman bir boşlukta kalacak. Uzayda yalnızca yerçekimi değil, insan bedeninin alıştığı biyolojik koşullar da ortadan kalkıyor.

Yerçekimsiz ortamda kaslar hızla zayıflıyor, kemikler her ay yaklaşık yüzde 1 oranında yoğunluk kaybediyor — bu, dünyadaki osteoporoz (kemik erimesi) hastalarında yılda görülen orana eşdeğer.

Yerçekimi yokluğu, vücudun dengesini sağlayan iç kulak ve kas sensörlerini de şaşırtıyor. Bu durum NASA’nın “uzay adaptasyon sendromu” adını verdiği bir rahatsızlığa yol açıyor. Astronotlar ilk günlerde mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı ve yorgunlukla boğuşuyor. Zamanla beyin yeni koşullara uyum sağlasa da kas ve kemik kaybı devam ediyor.

Omurga da uzayda serbest kaldığından astronotlar birkaç santimetre uzayabiliyor, ancak bu durum ciddi sırt ağrılarına neden oluyor.

Vücut sıvısında anormallikler

Dünya’da yerçekimi, sıvıları vücudun alt kısmına doğru çeker. Yerçekimi olmadan kan ve diğer sıvılar üzerinde bu etki ortadan kalkarak tüm vücuda yayılma eğilimi ortaya çıkar. Bu durum yüzde şişlik ve bacaklarda incelme ile sonuçlanır. Ancak etkileri daha da derin. Yerçekimsiz ortamda kafa içi basınç artarak göz sinirine baskı yapar ve kalıcı görme kayıplarına yol açabilir. Ayrıca kardiyovasküler sistemde bir zincirleme reaksiyon tetikler.

Beden, kalp çevresinde fazla sıvı algılayınca bunu dengelemek için idrar üretimini artırır, bu da kan plazmasında yüzde 10-15 oranında azalmaya neden olur. Kalp artık daha az çalıştığı için boyut olarak küçülür, kan basıncı dengesizleşir ve astronotlar Dünya’ya döndüklerinde ayağa kalkmakta zorlanır.

DNA, bağışıklık ve hücresel hasar

Uzay, vücudun en temel seviyesine kadar müdahale eder. NASA’nın “Twin Study” olarak bilinen araştırmasında, astronot Scott Kelly’nin bir yıl uzayda kalan bedeni, Dünya’da kalan ikiz kardeşi Mark ile karşılaştırıldı. Sonuçlar ise şaşırtıcıydı.

Scott’un genlerinde DNA onarımı ve bağışıklıkla ilgili gen ifadeleri değişmiş, kromozom uçlarındaki telomerler uzamış ancak Dünya’ya döndüğünde hızla kısalmıştı. Uzay radyasyonu ve steril ortam, bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Beyaz kan hücreleri farklı davranıyor, iltihaplanma artıyor ve alerjik tepkiler değişiyor. Uzun vadede bu durum kanser veya otoimmün hastalık riskini artırabilir.

Radyasyon

Dünya’nın manyetik alanı dışına çıkan her astronot, kozmik radyasyonun hedefi haline geliyor. Bu yüksek enerjili parçacıklar DNA’yı parçalayabiliyor ve dokularda kalıcı hasar bırakabiliyor. Uluslararası Uzay İstasyonu Dünya’nın manyetosferi içinde olduğundan korunuyor ancak Mars görevlerinde veya başka bir derin uzay görevinde bu koruma olmayacak.

En büyük risklerden biri güneş fırtınaları. Apollo programı sırasında 1972’de meydana gelen devasa bir güneş fırtınası astronotları kıl payı ıskalamıştı. Bu fırtına bir Ay görevinde meydana gelseydi sonuçları ölümcül olabilirdi. Bugün bile mevcut metal, plastik ya da su bazlı kalkanlar tam koruma sağlayamıyor. Mars yüzeyinde görev yapan astronotların, olası bir fırtına sırasında bir saat içinde ağır şekilde zırhlı barınaklara sığınması gerekecek.

Daha uzun vadede ise galaktik kozmik ışınlar – engellenmesi neredeyse imkansız parçacıklar – ciddi kanser riskleri doğuracak.

İzolasyon faktörü

Fiziksel risklerin ötesinde, uzayın en sessiz düşmanı izolasyon. Aylar süren bir görevde, Dünya’dan milyonlarca kilometre uzakta yaşamak insan psikolojisini zorlayacak. ISS’deki astronotlar dahi bu baskıyı hissediyor, üstelik onlar Dünya ile anlık iletişim kurabiliyor. Mars görevlerinde ise iletişim gecikmesi 40 dakikaya kadar çıkacak. Bu durum, acil bir tıbbi ya da teknik kriz sırasında yardımın zamanında gelemeyeceği anlamına geliyor. Dolayısıyla hiçbir insan psikolojisi bunun için sınanmadı.

Hayatta kalma reçetesi

NASA, uzun görevlerde egzersizi bir ilaç olarak görüyor. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) astronotlar her gün iki saatten fazla vakit ayırarak spor yapılıyor. Bu sporlarda koş, ağırlık kaldırma ve bisiklet bulunuyor. Buna rağmen astronotlar dönüşte halen zayıflamış olarak dönüyorlar. Çünkü geri kalan 21 saatte vücut halen ağırlıksız.

Bilim insanları bu kaybı azaltmak için yüksek proteinli diyetler, kas uyarıcı elektriksel yöntemler ve kemik erimesini yavaşlatan ilaçlar üzerinde çalışıyor. Ancak asıl çözüm biyolojiden değil, fizikten gelebilir. Araştırmacılar, yapay yerçekimi yaratmak için dönen uzay gemileri tasarlıyor. Kısa süreli santrifüj testlerinde bu yöntem kas ve kemik kaybını yavaşlatmış olsa da uzun görevlerde uygulanabilir hale getirmek büyük mühendislik zorlukları içeriyor. Ancak tüm bunlar işin beden sağlığıyla ilgili. Biyolojik veya zihin konusunda çözülmesi gereken engeller bulunuyor.

Mars’ta yıllar geçtikçe insan bedeni nasıl değişir?

Uzayda kısa süreli görevlerde bile insan vücudu hızla bozulurken, Mars yüzeyinde uzun süre yaşamak çok daha kalıcı dönüşümler yaratabilir.

Uzmanlara göre 5 yıl içinde, daha düşük yerçekimi kas ve kemik sistemini hızla zayıflatacak. Düzenli egzersize rağmen kas kütlesi azalacak, kemik yoğunluğu düşecek. Kalp, daha az efor harcadığı için zamanla zayıflayacak, kan dolaşımı ve basınç dengesi değişecek. Vücudun denge mekanizması da yeni yerçekimine uyum sağlarken, hareket kabiliyeti ve koordinasyon hissi bozulacak.

10 yıl sonra, kas-iskelet sistemi kısmen yeni koşullara uyum sağlayacak. Bu dönemde vücut yapısında da değişiklikler bekleniyor – omurganın uzaması, yağ dağılımının farklılaşması ve postürün yeniden şekillenmesi olası. Ancak Mars’ta uzun süre kalıp Dünya’ya dönmek, yüksek yerçekimi nedeniyle ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Sürekli düşük ağırlık hissi ve kapalı yaşam koşulları ise psikolojik etkiler yaratacak. Yön duygusu, beden farkındalığı ve ruh hali üzerinde kalıcı değişimler gözlemlenebilecek.

50 yıl ve sonrasında ise değişim yalnızca fizyolojik değil, genetik düzeyde olabilir. Mars doğumlu kuşaklar, daha uzun uzuvlara, daha zayıf kemiklere ve düşük yerçekimine uygun bir vücut yapısına sahip “yeni bir insan varyantına” dönüşebilir. Bu evrimsel uyum, Dünya’ya dönmeyi de neredeyse imkansız hale getirecek. Ayrıca uzun vadeli düşük yerçekimi, bağışıklık sistemi zayıflığı, kalp-damar rahatsızlıkları ve kas erimesine bağlı kronik hastalıklar gibi sorunları kalıcı hale getirebilir.

Nihai sınav

İnsanlığı çok gezegenli bir medeniyet haline getirmek şimdilerin nihai hedefi olsa da bu hedefe ulaşmak için büyük sınavlardan geçmek gerekiyor.

Bugün, ISS Dünya’nın sadece 400 kilometre yukarısında. 6 saatlik bir yolculuklar oraya çıkılabiliyor. Ay ise 384.000 kilometre uzaklıkta ve 3 günlük yolculuk mesafesinde. Mars, en ideal noktada Dünya’dan 225 milyon kilometre uzaklıkta. Yani yaklaşık 580 kat daha uzak.

Dünya ile Mars, Güneş etrafındaki yörüngeleri nedeniyle yaklaşık her 26 ayda bir (2 yıl 2 ay civarında) en uygun hizalanmaya geliyor. Yani Mars’a yolculuk için ideal fırlatma penceresi yaklaşık her 26 ayda bir açılır. Bu, Mars’a gidiş dönüşün üç yıl sürebileceği anlamına geliyor.

Bu süre zarfında astronotlar radyasyona, kemik kaybına, kas erimesine, izolasyona ve sınırlı gıda kaynaklarına katlanmak zorunda. En basitinden mevcut gıda teknolojisi, bozulmadan bu kadar uzun süre besin açısından zengin diyetleri sürdüremez. Dolayısıyla Mars’a gidecek roketleri yapmak bir sorun değil, esas sorun insanları oraya göndermek. Ve bu, sadece mühendislikle çözülecek bir sorun da değil.

Kaynak : https://www.donanimhaber.com/gercekler-korkutucu-mars-insan-bedenini-nasil-degistirecek–197540

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Gerçekler korkutucu: Mars, insan bedenini nasıl değiştirecek?

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Kamu Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin