NATO’ya bağlı iki ülkenin istihbarat servisleri, Rusya’nın Elon Musk’a ait Starlink uydu ağına karşı yeni bir anti-uydu silahı konsepti geliştirdiği yönünde uyarıda bulundu. Associated Press ile paylaşılan ve kaynakların gizli tutulması şartıyla incelenen istihbarat materyallerine göre Moskova, alçak Dünya yörüngesinde “alan etkisi” yaratmayı hedefleyen, alışılmışın dışında bir sistem üzerinde çalışıyor.
Yörüngeye binlerce küçük parça bırakılabilir
Söz konusu konsept, tek bir uyduyu hedef alan klasik önleyici füzelerden farklı olarak Starlink’in faaliyet gösterdiği yörüngeleri yüz binlerce yüksek yoğunluklu, milimetre ölçeğinde parçacıkla doldurmayı amaçlıyor. Bu parçacıkların oluşturacağı tehlikeli bulut sayesinde belirli bir yörünge katmanı adeta kullanılamaz hale getirilerek aynı anda çok sayıda uydunun devre dışı bırakılması hedefleniyor. Böyle bir yaklaşım, yalnızca Starlink’i değil, benzer irtifalarda görev yapan diğer uzay araçlarını da riske atabilecek nitelikte görülüyor.
İstihbarat değerlendirmelerinde sistemin küçük uydu grupları aracılığıyla bu yüksek yoğunluklu parçacıkları uzaya yayabileceği öngörülüyor. Milimetre boyutundaki bu cisimlerin mevcut yer ve uzay tabanlı izleme sistemleri tarafından tespit edilmesinin son derece zor olduğu, hatta pratikte mümkün olmayabileceği belirtiliyor.
Starlink, Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgali süresince Ukrayna ordusu ve devlet kurumları için hayati bir iletişim altyapısı haline gelmiş durumda. İstihbarat raporları, Rus yetkililerin Starlink’i Batı’nın sahadaki kabiliyetlerini doğrudan Ukrayna’ya bağlayan kritik bir unsur olarak gördüğünü ve bu nedenle ciddi bir tehdit olarak değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Moskova daha önce, Ukrayna’nın askeri faaliyetlerini destekleyen ticari uyduların meşru askeri hedef sayılabileceği yönünde açıklamalar yapmıştı. Hatta alçak Dünya yörüngesindeki hedefleri vurabildiğini iddia ettiği S-500 kara konuşlu füze sistemini konuşlandırdığını duyurmuştu.
Rusya’nın çözümün sonuçları “çözülemez”
Buna karşın, müttefik ülkeler içinde ve uzman çevrelerde bu tür bir parçacık tabanlı “alan etkili” silahının teknik ve stratejik açıdan uygulanabilirliği konusunda ciddi görüş ayrılıkları bulunuyor. İstihbarat materyallerini doğrudan görmeyen bazı analistler, böyle bir sistemin kontrolsüz bir enkaz zincirine yol açarak yalnızca Batılı uyduları değil, Rusya ve Çin gibi ülkelerin uzay varlıklarını da tehdit edeceğini savunuyor.
İncelenen istihbarat materyalleri, Rusya’nın böyle bir sistemi ne zaman devreye alabileceğine dair net bir takvim ya da test süreci bilgisi içermiyor. Konuya aşina bir yetkili, sistemin aktif olarak geliştirildiğini ancak olası konuşlandırma zamanlamasına ilişkin detayların hassasiyet nedeniyle paylaşılmadığını aktardı.
Son dönemde yaşanan olaylar, uzaydaki mikro enkazın bile ne kadar büyük sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Kasım ayında şüpheli bir mikro parça, üç astronotu Dünya’ya geri getirmek üzere tasarlanan bir Çin uzay aracına zarar vermişti. Bu olay, hem insanlı hem de insansız sistemlerin yüksek hızla hareket eden küçük parçacıklara karşı ne kadar savunmasız olduğunu ortaya koydu. Ancak gerçek olan bir şey var; Uzay, yeni bir rekabet sahası ve bu saha giderek kalabalıklaşıyor. Uydu sayısı sürekli artarken bununla birlikte enkaz sayısı da artıyor. Artan trafik, Kessler Sendromu olarak bilinen ve çarpışmaların zincirleme şekilde kontrolden çıkabileceği teorik senaryoya dair endişeleri de artırıyor. Bu senaryo gerçekleşirse bırakın Ay’a gitmeyi, yörüngeye çıkmak bile nesiller boyu neredeyse imkansız hale gelebilir. Üstteki görsel alçak yörüngedeki nesnelerin mevcut durumunu gösteriyor.
Kaynak : https://www.donanimhaber.com/rusya-starlink-i-devre-disi-birakacak-yeni-bir-silah-gelistiriyo–200109



