Enerji ve teknoloji alanında yeni rekabete yol açan Nadir Toprak Elementleri (NTE) Türkiye’nin enerjide bağımsızlık stratejisinde önemli rol üstlenecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar, ülkemizdeki Nadir Toprak Elementleri için 2026’da önemli adımların atılacağını duyurdu.
Nadir toprak elementleri nedir?
Nadir toprak elementleri, modern teknolojinin temel yapı taşı olan ve toprakta çok düşük miktarlarda bulunan 17 kimyasal elementten oluşan özel bir element grubudur. Lantanitler (15 element), Skandiyum ve İtriyum olmak üzere toplam 17 elementten oluşur.
Nadir toprak elementleri; elektrikli araçlar, rüzgâr türbinleri, savunma sanayii, medikal cihazlar, yapay zekâ ve ileri elektronik sistemler gibi alanlarda vazgeçilmez bir rol oynuyor. Bakan Bayraktar, bu stratejik önemi nedeniyle NTE’leri “çağımızın petrolü” olarak nitelendiriyor.
Dünyanın en büyük ikinci rezervi Türkiye’de
Yapılan bilimsel çalışmalar, Eskişehir Beylikova sahasının dünyadaki en büyük ikinci nadir toprak elementleri rezervi olduğunu ortaya koyuyor. Son 10 yılda bölgede yaklaşık 125 bin metre sondaj yapıldı, 59 binden fazla test ve numune analizi gerçekleştirildi.
Halihazırda sahada yıllık 1.200 ton kapasiteli pilot tesis faaliyet gösteriyor. Asıl hedef ise bu kapasiteyi katlayarak, yıllık 570 bin ton üretime ulaşmak. Bu amaçla Eskişehir’e kurulacak Nadir Toprak Elementleri Endüstriyel Tesisi’nin temelinin 2026 yılında atılması hedefleniyor.
Kritik Eşik: %99,9 Saflık
Nadir toprak elementlerinde asıl rekabet, madeni çıkarmakta değil onu saflaştırıp yüksek katma değerli ürüne dönüştürmekte yaşanıyor. Türkiye, yerli imkanlarla şu anda %92-93 saflık seviyesine ulaşmış durumda. Ancak ekonomik değer yaratmak için hedef, %99,9 saflık düzeyine çıkmak. Bu fark, ürünün değerini dramatik biçimde artırıyor. Ham halde yaklaşık 500 dolar olan bir ürün, uç ürüne dönüştüğünde 25 bin dolara kadar çıkabiliyor.
Bu alanda Çin’in küresel üstünlüğü dikkat çekiyor. Teknolojisini ihraç etmeyen Çin’e karşı Türkiye; Avustralya, Kanada, Güney Afrika ve İsviçre merkezli laboratuvarlar ve şirketlerle teknoloji geliştirme ve transferi için iş birlikleri yürütüyor. Aynı zamanda üniversiteler ve milli mühendisler aracılığıyla yoğun Ar-Ge çalışmaları sürüyor.
Beylikova’da toryum
Beylikova sahasını stratejik açıdan daha da önemli kılan unsurlardan biri, içerdiği toryum rezervi. Mevzuat gereği toryum bulunan sahalar yalnızca devlet eliyle işletilebiliyor. Bu durum, projenin kamusal kontrol altında yürütülmesini sağlarken, olası tartışmaların da önüne geçiyor.
Rezervin uluslararası geçerliliğe kavuşması ve finansman süreçlerinde kullanılabilmesi için Hacettepe Üniversitesi ile birlikte sertifikasyon ve akreditasyon çalışmaları devam ediyor.
Radyoaktif yapıya sahip toryum, nükleer reaktörlerde yakıt hammaddesi olarak kullanılıyor. Yanlış ellerde radyasyon ve nükleer silah riski oluşturabilir. Bu nedenle sadece kamu tarafından işlenebiliyor.
2026’da yeni dönem başlıyor
Türkiye, 2026’da atılacak endüstriyel tesis temeliyle birlikte yalnızca bir maden üreticisi olmayı değil, yüksek teknoloji ham maddesi sağlayan küresel bir tedarikçi olmayı hedefliyor. Bu adım, enerji arz güvenliğinden savunma sanayiine kadar birçok alanda stratejik bağımsızlığı güçlendirecek.
https://www.youtube.com/embed/pWJsr8lMNCo
Kaynak : https://www.donanimhaber.com/turkiye-nin-nadir-toprak-elementleri-hamlesi-2026-hedefi–200334



