Uzayda yaşam arayışında karşımıza çıkan sessizlik, giderek daha büyük bir gizem hâline geliyor. “Fermi paradoksu“nda ortaya koyulduğu üzere, sadece Samanyolu galaksisinde Güneş’e benzer milyarlarca yıldız, onların etrafında on milyarlarca gezegen varken, şu ana kadar evrende herhangi bir medeniyetin izine rastamamış olmamız matematiksel olarak akla yatmıyor. Hâliyle bilim dünyası da bu sessizliği açıklayacak bir cevap arıyor. Son dönemde Dünya’da yaşanan gelişmeler, yapay zekanın bu sessizlikte bir payı olabileceğini düşündürüyor. Yeni bir teoriye, yapay zekanın etkisiyle ileri teknolojiye ulaşan uygarlıklar çok kısa sürede görünmez hâle geliyor olabilir.
Carl Sagan’ın Ortaya Koyduğu “İletişim Ufku” Düşündüğümüzden Çok Daha Kısa Olabilir
Manchester Üniversitesi’nden astrofizikçi Michael Garrett, kısa süre önce yayımladığı çalışmada, yapay zeka kaynaklı teknolojik hızlanmanın, bir medeniyetin tespit edilebilir dönemini kayda değer ölçüde kısaltabileceğini öne sürüyor. Bu yaklaşım, Carl Sagan’ın 1970’lerde ortaya koyduğu “iletişim ufku” kavramını yeniden ele alıyor. Sagan, uygarlıkların iletişim yöntemlerinin bin yıl gibi bir süre içinde insan algısını aşacağını öngörüyordu. Garrett ise yapay zeka temelli hızlanmanın bu süreci dramatik biçimde kısalttığını savunuyor. Garrett’a göre, başka medeniyetlerin bizim teknolojimizle kesiştiği bu “algılama penceresi” düşündüğümüzden çok kısa süre açık kalıyor olabilir; Garrett, bu pencerinin Sagan’ın öne sürdüğü gibi bin yıla yakın olmadığını, aksine on yıllarla ölçülecek kısalıkta olduğunu savunuyor; çünkü yapay zekanın ortaya çıkmasıyla birlikte teknolojik gelişme hızı katlanarak artıyor.
Bu son çalışmada ortaya koyulduğu üzere, teknoloji her birkaç yılda bir katlanarak gelişirse, bir uygarlığın radyo sinyalleriyle ya da klasik elektromanyetik iletişimle tespit edilebileceği dönem, yalnızca onlarca yıl sürebilir. Bu durum, geleneksel SETI (Dünya Dışı Zeki Yaşam Araştırmaları) yaklaşımlarını da doğrudan etkiliyor. Radyo sinyalleri arayışına dayanan mevcut yöntemler, yapay zeka sayesinde hızla daha sofistike hâle gelen ve bu vesileyle bizim algı kapasitemizin ötesine geçen iletişim tekniklerini yakalayamayabilir. Çünkü ileri uygarlıklar iletişim için nötrino ışınları, kuantum ağları veya henüz keşfedilmemiş egzotik fizik yöntemlerini kullanabilir.
Garrett ve ekibi, bu yaklaşımı Fermi Paradoksu’na alternatif bir çözüm olarak sunuyor: Medeniyetler yok olmuyor ya da nadir değil; Bunun yerine, teknolojik çocukluk evresini öylesine hızlı geçiyorlar ki galakside hâlihazırda var olan uzun ömürlü ileri uygarlıkları “görmek” neredeyse imkânsız hâle geliyor. İnsanlık kendi teknolojik gelişiminde benzer bir süreci yaşıyor; güçlü ve her yöne yayılan radyo sinyallerinden, daha sessiz ve verimli dijital iletişim yöntemlerine geçiş yapıyoruz. Nitekim bu durum, zamanla bizi de dışarıdaki başka medeniyetler için daha az görünür kılacak.
Michael Garrett, SETI’nin yalnızca radyo sinyalleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini vurguluyor. Önerilen yeni yaklaşımlar arasında, mega yapılar tarafından yayılan atık ısıyı tespit etmek, kütleçekim dalgalarını izlemek ve yapay zeka kullanarak çoklu dalga boylarında anomali aramak bulunuyor. Garrett, “Verileri yaratıcı yollarla tarayacak süperinsan yeteneklerine ihtiyacımız var ve aslında yapay zeka bunu sağlıyor” diyor. Garrett’ın çalışması, uzayda yaşam arayışının tamamen yeniden düşünülmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Kaynak : https://www.donanimhaber.com/yapay-zeka-uzaydaki-medeniyetleri-gizliyor-olabilir–197575