Google, Instagram, X (Twitter), Facebook gibi toplu iletişim kanallarını kontrol etmeleri vesilesiyle hâlihazırda politik bir güce sahip olan teknoloji liderleri, özellikle Trump döneminde daha da güçlü hâle geldi. Bir yandan Trump ile kurdukları kişisel çıkar ilişkileri, diğer yandan yapay zekâ alanında yaşanan patlama derken, Silikon Vadisi liderleri bugün tüm insanlığı ilgilendiren konularda karar mercii hâline gelmiş durumda. Bir süredir tartışmalara konu olan bu konu, bu hafta bir istihbarat şefi tarafından da gündeme taşındı.
İngiltere’nin meşhur istihbarat servisi MI6’nın yeni başkanı olarak göreve başlayan Blaise Metreweli, yaptığı ilk halka açık konuşmada teknoloji patronlarının artık ulus devletler kadar güçlü hâle geldiği uyarısında bulundu. Dünyamızın bir zamanlar bilim kurgunun konusu olan ileri teknolojilerle yeniden inşa edildiğine dikkat çeken Metreweli, özellikle yapay zekâ temelli, kişiye özel hedefleme yapabilen araçların çatışma, kontrol ve manipülasyon için tamamen yeni bir alan yarattığını vurguladı.
MI6 Başkanı: Kontrol Devletlerin Elinden Çıkıp Teknoloji Şirketlerine ve Şahıslara Geçiyor
Metreweli’nin konuşmasında öne çıkan temel kavramlardan biri, gücün giderek daha “dağınık” ve öngörülemez hâle gelmesi oldu. Yeni MI6 başkanına göre kontrol, yavaş yavaş devletlerin elinden çıkıyor; büyük teknoloji şirketlerine, hatta zaman zaman tekil bireylere kayıyor. Bu durum, yalnızca askerî ya da istihbarat konusundaki dengeleri değil, toplumların gerçeklik algısını da doğrudan etkiliyor. Metreweli, bilginin giderek daha fazla silah hâline getirildiğini, yanlış bilgilerin gerçeklerden çok daha hızlı yayıldığını ve bunun toplumları bölme potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor.
Teknolojinin yarattığı bu riskler yalnızca bilgi akışıyla sınırlı değil. Yapay zekâ kullanan teknoloji şirketleri bugün, minimum insan müdahalesiyle hedef tespit edip öldürebilen otonom silah sistemleri ve dronlar geliştiriyor. Uzmanlar, modern genetik mühendisliğiyle birlikte kişiye ya da gruplara özel biyolojik silahların bile teorik olarak mümkün hâle geldiği uyarısında bulunuyor. Metreweli’ye göre bu tablo, teknolojinin bir yandan ilerleme sağlarken diğer yandan ciddi bir “tehlike üretme kapasitesi” kazandığını gösteriyor.
Avrupa ile Rusya arasındaki gerilim yansımalarına değinen MI6 başkanı, artık propaganda ve etki operasyonlarının da bu tarz küresel mücadelelerin parçası olduğunu belirtiyor. Amaç ise toplumların içindeki kırılgan noktaları ortaya çıkarmak ve derinleştirmek. Algoritmaların insanlara kendi önyargılarını tekrar tekrar yansıttığını, kamusal alanı parçaladığını ve ortak bir hakikat zemininin hızla aşındığını belirten Metreweli, bunun bir toplumun yaşayabileceği en büyük kayıplardan biri olduğunu söylüyor. Bu nedenle çocukların ve gençlerin bilgi manipülasyonu konusunda eğitilmesi gerektiğini özellikle dile getiriyor.
Metreweli’nin bu uyarıları dikkate değer olsa da bu eğitimin kendisinin de manipülasyona açık olduğunu unutmamak gerekiyor. Neticede ABD ve İngiltere gibi ülkelerin İsrail-Filistin konusunda bilgi akışını düzenlerken tasarruflarını ne yönde kullandıklarını açıkça görmüştük. Bu yüzden Metreweli’nin bahsettiği tarzda bir devlet kontrolünün de belli riskler taşıdığını göz ardı etmemek gerekiyor. Ancak teknoloji liderlerinin giderek daha fazla güç devşirdiği yönündeki uyarısı, kesinlikle dikkate alınması gereken bir uyarı.
Kaynak : https://www.donanimhaber.com/istihbarat-sefi-teknoloji-patronlari-artik-devletler-kadar-guclu–199824



