Nasa, kritik mineraller alanında artan küresel rekabet ve tedarik zinciri risklerine karşı dikkat çekici bir teknoloji hamlesi yaptı. Ajans, Dünya’dan yaklaşık 60 bin feet yükseklikte uçan özel araştırma uçaklarıyla, modern teknolojilerin temelini oluşturan mineralleri tespit etmeyi hedefliyor. Telefonlardan elektrikli araçlara, yenilenebilir enerji sistemlerinden savunma sanayine kadar pek çok alanda kullanılan bu mineraller, son yıllarda yalnızca ekonomik değil aynı zamanda stratejik bir önem de kazandı. Nasa’nın yeni sensörü AVIRIS-5, bu arayışta kilit rol oynuyor.
Nasa’nın bu çalışması, ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS) ile birlikte yürütülen ve GEMx adı verilen kapsamlı bir araştırma projesinin parçası. Projenin temel amacı, özellikle Amerikan Batısı’ndaki geniş ve büyük ölçüde bakir alanlarda, yüzeye yakın mineral izlerini yüksek hassasiyetle haritalamak. İlk bakışta uzay araştırmalarını çağrıştıran bu teknoloji, aslında doğrudan yeryüzündeki enerji dönüşümü ve ileri teknoloji üretimiyle bağlantılı.
AVIRIS-5 sensörü kritik minerallerin izini nasıl sürüyor?
AVIRIS-5’in kökeni, Nasa’nın 1970’li yıllarda Jet İtki Laboratuvarı’nda (JPL) geliştirdiği görüntüleme spektrometresi teknolojisine dayanıyor. Mikrodalga fırın boyutlarındaki bu gelişmiş sensör, Nasa’nın ER-2 yüksek irtifa araştırma uçağının burnuna entegre edilebiliyor. ER-2, ticari uçakların çok üzerinde, stratosfere yakın irtifalarda uçarak yeryüzünü son derece net bir şekilde tarayabiliyor. Sensörün ilk versiyonu 1986 yılında kullanılmıştı ve o tarihten bu yana teknoloji sürekli olarak geliştirildi.
AVIRIS-5’in en önemli özelliği, minerallerin farklı ışık dalga boylarını yansıtma biçimlerini analiz edebilmesi. Her mineralin kendine özgü bir kimyasal yapısı bulunur ve bu yapı, ışıkla etkileşime girdiğinde adeta bir spektral parmak izi bırakır. Sensör, görünür ve kızılötesi bantlarda yansıyan bu ışığı algılayarak, yüzeyde doğrudan görülmeyen mineral izlerini bile tespit edebiliyor. Bu yöntem, özellikle bitki örtüsünün seyrek olduğu çöl bölgelerinde son derece etkili sonuçlar veriyor.
GEMx projesi kapsamında 2023 yılından bu yana ABD’nin batısında yaklaşık 366 bin mil karelik, yani 950 bin kilometrekareyi aşan bir alan tarandı. Bu ölçekte bir çalışma, geleneksel saha araştırmalarıyla yıllar alabilecek verilerin çok daha kısa sürede elde edilmesini sağlıyor. Ayrıca elde edilen veriler, madencilik faaliyetlerinin daha planlı ve çevresel etkileri gözeten bir şekilde yürütülmesine de katkı sunuyor.
Kaynak : https://www.donanimhaber.com/nasa-kritik-mineraller-icin-gokyuzunden-arama-yapiyor–200203



