Türkiye’nin Somali’ye bir uzay limanı kuracağı bilgisi yeni değil ancak buradaki adımların somutlaşmasıyla birlikte bu üssün neden Türkiye’de kurulmadığı soruları gündeme geldi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın açıklamaları ve yapılan fizibilite çalışmaları bu tercihin teknik, ekonomik ve stratejik gerekçelere dayandığını ortaya koyuyor. Türkiye’den fırlatma ihtimali teorik olarak mümkün olsa da mevcut koşullar Somali’yi çok daha avantajlı bir konuma taşıyor.
Türkiye’den uydu fırlatmak neden zor?
Uydu ve roket fırlatma faaliyetlerinde coğrafi konum kritik bir rol oynuyor. Türkiye, orta enlemlerde yer alıyor ve bu durum, özellikle alçak dünya yörüngesi ve ekvatoral yörüngelere yapılacak fırlatmalarda ciddi dezavantajlar yaratıyor. Ekvatora uzak bölgelerden yapılan fırlatmalarda roketler, Dünya’nın dönüş hızından yeterince faydalanamıyor. Bu da daha fazla yakıt tüketimi, daha düşük taşıma kapasitesi ve daha yüksek maliyet anlamına geliyor.
Bunun yanı sıra Türkiye’nin kara ve hava trafiği yoğunluğu, yerleşim alanlarının yaygınlığı ve denizlere açılan güvenli fırlatma koridorlarının sınırlı olması fırlatma güvenliği açısından önemli riskler barındırıyor. Bu koşullar altında Türkiye’den düzenli ve ticari ölçekli fırlatma operasyonları yürütmek hem zor hem de maliyetli hale geliyor.
Neden Somali?
Dünyadaki yörünge ve yörünge altı fırlatma sahaları. Tam boyutlu görsel. Dünya genelindeki yörünge fırlatma sahalarının dağılımı incelendiğinde, tesislerin doğrudan ekvator üzerinde değil ancak ekvatora yakın düşük enlemlerde yoğunlaştığı görülüyor. Dediğimiz gibi bir fırlatma üssünün konumu, fırlatılacak roketin taşıma kapasitesini, yakıt tüketimini ve uydunun operasyonel ömrünü belirleyen temel değişkenler arasında bulunuyor. Somali, ekvatora olan yakınlığı ile bu engelleri aşmak için en ideal bir konumda bulunuyor.
Bilindiği üzere Dünya, kendi ekseni etrafında dönerken yüzeyindeki her nokta farklı bir çizgisel hıza sahiptir. Bu hız, dönüş ekseninden en uzak nokta olan ekvator çizgisinde maksimum seviyeye ulaşır. Fiziksel hesaplamalara göre Dünya’nın ekvator üzerindeki çizgisel dönüş hızı yaklaşık 1.670 km/saat. Bu doğal hız, ekvatordan doğu yönüne fırlatılan roket için “bedava” bir itki anlamına geliyor.
Bir diğer konu ise güvenlik. Eğer tümüyle yeniden kullanılabilir roketleriniz yoksa fırlatmanın ardından yakıtı tükenen kademelerin belirli irtifalarda görevden ayrılması gerekiyor. Bu kademelerin yerleşim yerlerine düşme riskini de gözetmek gerekiyor. Türkiye’nin coğrafi konumu, doğu veya güney yönlü fırlatmalarda roket parçalarının komşu ülkelerin topraklarına düşmesine neden olabilecek riskler barındırıyor. Somali’nin Hint Okyanusu kıyısında yer alan çok geniş tahsis alanı, doğu yönündeki fırlatma rotasında binlerce kilometrelik insansız bir okyanus koridoru sunuyor. Ayrıca 12 ay boyunca fırlatmaya elverişli hava koşulları da önemli avantajlar sağlıyor.
Stratejik konumu da değerli
Somali uzay limanı projesine sadece uydu fırlatmaları çerçevesinden de bakmamak gerekiyor. Zira proje, sadece teknik bir ihtiyaçtan öte, Türkiye’nin “Mavi Vatan” stratejisinin uzaydaki izdüşümü olarak görülüyor. Türkiye, bu üssü çift kullanımlı bir liman olarak projelendiriyor. Yani üs, sivil uydu fırlatmalarının yanı sıra Türkiye’nin savunma sanayisi projeleri için de kullanılacak. Somali’nin konumu ve okyanusa açılı penceresi çok daha uzun menzilli balistik füzelerin testlerinin yapılabilmesini sağlayacak. Zira Karadeniz üzerindeki test rotaları, füzelerin uçuş profilini ve verilerini tam olarak ölçmek için dar kalıyor.
Türkiye’de fırlatma üssü yok mu?
Öte yandan halihazırda Türkiye’de de uzay ve havacılık test merkezleri bulunuyor. Türkiye’nin fırlatma teknolojilerinde en aktif kullandığı yerel saha Sinop’tur. Burada da Sinop’un seçilme nedeni kuzey yönlü fırlatmalarda daha güvenli açık deniz koridoruna sahip olmasından kaynaklanıyor. Roketsan ve DeltaV gibi firmalar, geliştirdikleri sonda roketlerinin dikey atış testlerini ve motor ateşleme denemelerini burada gerçekleştiriyor. Somali uzay limanı projesi ne aşamada?
Mehmet Fatih Kacır’ın açıklamalarına göre Türkiye’ye tahsis edilen arazi üzerinde inşa edilecek uzay limanı için fizibilite ve projelendirme çalışmaları tamamlanmış ve ilk etap yapım faaliyetlerine ise başlanmış durumda.
Somali uzay limanı projesi, Milli Uzay Programı (MUP) kapsamında yer alan “Uzaya Erişim ve Uzay Limanı” hedefi kapsamında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda, başta Türkiye Uzay Ajansı (TUA) olmak üzere ilgili kamu kurumları ve paydaşların katkılarıyla yürütülüyor. Proje kapsamında roket motorları, yakıt teknolojileri, itki sistemleri, ileri teknoloji malzemeler, aviyonik sistemler ve yer destek altyapıları gibi kritik alanlarda derinleşme hedefleniyor.
Bakan Kacır, Somali uzay limanının yalnızca Türkiye’nin ulusal ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda küresel ticari uzay pazarına hizmet verebilecek bir kapasiteye sahip olacağını belirtti. Artan ticari uydu fırlatma talepleri, test faaliyetleri ve entegrasyon süreçleriyle birlikte tesisin Türkiye için gelir üreten stratejik bir altyapıya dönüşmesi öngörülüyor.
Bu arada Türkiye’de fırlatma sistemi geliştiren firmalar için de projenin önemi büyük. Bilindiği üzere Roketsan, 100 kg ve üzerindeki mikro uyduları 400 km irtifadaki Alçak Dünya Yörüngesine (LEO) yerleştirme kapasitesine sahip Mikro Uydu Fırlatma Sistemi (MUFS) geliştiriyor. DeltaV Uzay Teknolojileri de SORS roketleri ile ciddi ilerlemeler kaydetmiş durumda. Ek olarak TUSAŞ da Şimşek-1 ve Şimşek-2 sistemleri ile 400-1500kg yükü fırlatacak. Selçuk Bayraktar tarafından kurulan Fergani Uzay da kendi uydularının yanı sıra fırlatma sistemleri üzerinde çalışıyor.
Kaynak : https://www.donanimhaber.com/turkiye-neden-somali-ye-uzay-limani-kuruyor–200340



